Yardımları zor şartlar altında ulaştırıyoruz

Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü ile ‘Ramazan ve Yardım’ konusunu konuştuk.

Özellikle yurtdışı yardımlarının zor şartlar altında gerçekleştirildiğini belirten Köylü, İsrail zulmü altında bulunan Gazzeli kardeşlerimiz için önemli bir çağrıda bulunarak şunları kaydetti:  “Müslümanların teyakkuz halinde olmaları ve Gazze’ye yardım konusunda bize destek olmalarını bekliyoruz. Çünkü onlar Türkiye’deki kardeşlerinin yardımlarını bekliyorlar. Eğer biz yardımlarına koşarsak, onlar kendilerini daha güçlü hissedecekler ve Müslüman kardeşlerinin kendilerini asla yalnız bırakmayacaklarını çok daha iyi bilecekler. Filistinli, Gazzeli kardeşlerimiz, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın koruyucularıdır. Onlara yardım etmek biz Müslümanların boynunun borcudur.”

Ramazan deyince; rahmet, bereket ve yardımlaşma aklımıza geliyor. Her yıl Ramazan ayı içerisinde yardım faaliyetleri en üst seviyeye çıkıyor. Bu konuda siz neler söyleyeceksiniz?

Müslümanlar olarak Allah’ın emri ile zekâtı, fitreyi vermek zorundayız. Allah için mallarımızdan harcamak zorundayız. Çünkü zenginin malı üzerinde fakirin hakkı vardır. Cenabı Hakk’ın dininin yeryüzünde hâkim olması, neşvü nema bulması için çalışma yapan kuruluşları desteklemek zorundayız, onlara vermek zorundayız. Kısacası, Müslümanlar vermek zorundadır.

Neden?

Çünkü Allah Zül Celal Hazretleri, na mütenahi nimetleri bizlere veriyor. Sayısını bile bilemeyeceğimiz kadar çok nimeti bizlere bahşetmiş. Ne kadar verirsek verelim bir tek göz nimetinin bize sunduğu hizmetin şükrünü bile belki de eda edemeyiz. Kaldı ki sayısını bilemeyeceğimiz kadar nimetlerle donatmış bizleri Allah Teâlâ. Bunların karşılığında belli kıstaslar koymuş. Diyor ki; ‘Bak ey kulum ben sana bunca nimetleri veriyorum. Kazancının 40’ta birini muhtaçlara vereceksin. Bu miktar onların hakkı…’ Veyahut ‘Sadaka vereceksin’ diyor. Biz Müslümanlar Allah’a bir şükür ifadesi olarak ver dediklerini vermek zorundayız. Hatta elimizden geldiğinden de fazlasını vermek zorundayız. Eğer biraz da takva ehli isek, Allah’ın koyduğu sınırlarda kalmayıp kendimizin ve bakmakla mükellef olduğumuz aile efradımızın dünyalık rızkımızı bir kenara ayırdıktan sonra mümkün olduğunca daha fazla sevap işleyebilmek için daha çok hayırda bulunup daha çok vermeliyiz.

Ramazan’da Duygular İnceliyor

İşte Ramazan’da orucun da etkisiyle şeytanların bağlanması sebebiyle, nefislerin biraz daha ayakaltı edilebilmesi sebebiyle insanların yardım duyguları, hayır, hasenat duyguları biraz daha gelişiyor. Ramazan’da duygular inceliyor. Bu nedenle muhtaçların muhtaçlığı daha çok hissediliyor, açların açlığı daha çok hissediliyor. Akşama kadar su içmeyen bir insan susuzluğu daha iyi anlıyor ve Afrika’da kurak bölgelerde yaşayan insanların sıkıntılarını anladığı için kuyu açılması talebiyle derneğimize bağışta bulunuyor. O nedenle Ramazan ayında yardımlar biraz daha artmış oluyor.

100 Liranın 92 Lirasını Vatandaşımız Kendi Eliyle Veriyor

Tutulan istatistiklere göre Türkiye’de yapılan her 100 liralık yardımın 92 lirasını vatandaşlarımız kendi elleriyle muhtaçlara ulaştırmaya çalışıyor. Ancak yardımların yüzde 8’i bizim gibi ulusal ve uluslar arası alanlarda faaliyet gösteren yardım kuruluşları aracılığıyla muhtaçlara ulaştırılıyor veya bizim gibi kuruluşlara intikal ediyor. Kişilerin kendi elleriyle dağıttıkları yardım miktarı gerçekten de çok büyük miktarlarda.

Peki, sizin gibi yardım kuruluşları aracılığıyla yapılan yardımlar ile vatandaşların kendilerinin yaptığı yardımlar arasında bir fark var mı?

Tabi şahısların kendi elleriyle yaptıkları yardımlarla, bizim aracılığımızla yaptığı yardımlar arasında verilen malzeme veya yapılan yardımın cinsi açısında pek bir fark olmamasına rağmen, niteliği açısından bir fark var. İnsan kendi eliyle bir insana veya insanlara yardım verdiği zaman muhatabına bir kere soru sorabilir. Veyahut da çok tereddütte kalırsa ikinci kere yine sorabilir. Ondan sonra soru sormaya haya eder, utanır ve vereceği yardım her ne ise verir. Fazla soru sormayı kendine yakıştıramaz veya karşıdaki insanın rencide olacağını düşünerek kısıtlı bir araştırma yapmakla yetinir. Ama biz emanet para kullandığımız için yardım verilecek insanlar hakkında bir yardım kuruluşu olarak bilmemiz gereken her şeyi biliyoruz.

Gerçek Muhtaçları Buluyoruz

Yani onların maddi durumlarının ne olduğunu, nelere ne kadar ihtiyacı olduğunu, ne zamandan beri muhtaç durumda olduğunu, ne kadar desteklenmesi gerektiğini öğreniyoruz, biliyoruz. Çok detaylı bir tahkikat yapıyoruz. Yardım talebinde bulunan veya başkalarının ihbarı neticesinde tespit ettiğimiz insanları oturduğu mahallesindeki komşularından, mahalle muhtarından, akraba çevresinden veya arkadaşları çevresinden iyi bir araştırmanın neticesinde yardım yapılıp yapılmayacağına karar veriyoruz. Kişilerin durumu gerçek mahiyette ortaya çıkarılıyor. Yapacağımız yardımlar vatandaşlarımızın güvenerek bize teslim ettiği ve gerçek muhtaçlara ulaştırılması şartı olduğu için sağlam bir tahkikat yapmak durumundayız. Bu nedenle bizim kanalımızla yapılan yardımlar daha isabetli noktalara ulaşır diye düşünüyorum.

Yardım derneği olarak bu Ramazan ayı içerisinde ne gibi faaliyetleriniz var?

Cansuyu olarak Türkiye içerisinde, 81 vilayette gıda dağıtım programları, giysi dağıtım programları, muhtaçların farklı ihtiyaçlarını gidermeye gayret ediyoruz. Hayırseverlerden gelen zekâtlarla veyahut diğer bağışlarla bu yardım faaliyetlerini karşılamaya çalışıyoruz. Yine hayırseverlerden gelen fitreleri ve fidyeleri de birebir nakit para olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Fitre ve fidyeleri başka bir şeye tahvil etmeden direkt olarak nakit para olarak veriyoruz. Bu dağıtımı da Ramazan Bayramı öncesinde tamamını dağıtıyoruz. O nedenle hayırseverlerimizden ve gönüllülerimizden rica ediyoruz.

Fitrelerimizde Bayramı Beklemeyelim

Bizim aracılığımızla muhtaçlara dağıtılmak üzere bize gönderecekleri fidye ve fitreleri Arefe gününden en az iki gün öncesinden göndermiş olsunlar. Bayram Namazı’na kadar bekleterek hem kendilerini, hem de bizi sıkıntıya sokmamaları için bunu özellikle rica ediyorum. Çünkü gerçektende son ana kadar bekletilip gönderilen fitre ve fidyelerin bayram namazından önce dağıtılabilmesi için inanılmaz sayıda dağıtıcıya ve araca ihtiyaç duyuluyor. Çünkü son güne kadar kalan fitre ve fidyeler yardım kuruluşlarını çok sıkıştırıyor ve sıkıntıya sokuyor. Bayram namazı öncesine kadar fitre ve fidye dağıtmak zorunda kalıyoruz.

25 Ayrı Bölgede, 40’dan Fazla Ülkeye Yardım Ulaştırıyoruz

2014 Ramazan ayı içerisinde dünya üzerinde 25 bölgede yardım faaliyetlerinde bulunmayı planladık ve bu plan doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu bölgelerdeki ülke sayısına baktığımız zaman da toplamda 40’tan fazla ülkeye yardım göndermiş oluyoruz. Yardım gönderdiğimiz ülkeleri de belli kriterlere göre belirliyoruz. Savaş veya kendi yöneticileri tarafından katliama tutuldukları için veya iç savaşlar nedeniyle ülkelerini terk ederek başka ülkelere sığınan mülteciler bizim kriterlerimizde ilk sırada bulunuyorlar.

Savaşların hüküm sürdüğü ülkeler başta olmak üzere afet bölgelerine, susuzluğun, kuraklık ve kıtlığın hüküm sürdüğü bölgelere ulaşmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar bu kriterler çerçevesinde bu bölgelerin yarısından fazlasına yardım faaliyetlerimizi gerçekleştirdik.  Kalan yarısı ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. İnşallah bu hazırlıkların ardından bayrama birkaç gün kala bütün yardım faaliyetlerimizi tamamlamış olacağız.

Yardım bağışında bulunanlar da isterlerse yardım faaliyetlerine katılabiliyorlar mı?

Tabi yüksek miktarda bağışta bulunan bazı hayırsever vatandaşlarımız, bu yardımın dağıtılması noktasında kendisinin de bulunmak istediğini talep edebiliyor. Bu tür talepleri eğer kişinin yaşı, sağlığı müsaitse, uluslar arası seyahate mani bir durumu söz konusu değilse genellikle olumlu karşılıyoruz.

Pekâlâ, gitmek isteyen bir daha talepte bulunuyor mu?

Bu tür taleplerde bulunan kardeşlerimiz bir defa gidip geldikten sonra bir daha böyle bir talepte bulunmuyorlar. Çünkü bizim yardım gönderdiğimiz bölgeler genellikle çok sıkıntılı bölgeler. Otel yok, lokanta yok, yol yok, iz yok. Banka bulunmaz, para alamaz, para veremez, telefon çekmez, araba bulunmaz, bulunsa gidecek yol yoktur, yiyemez, içemez. Hastalıkların kol gezdiği, sağlıksız ortamların olması da mümkün oluyor. İşte hayırsever vatandaşlarımız hem bu zorlukları gördükleri için, hem de emanet ettikleri paraların gerçek muhtaçlara ulaştırıldığından emin oldukları için bir daha refakat etme talebinde bulunmuyorlar.

Ama bu yardımların bir şekilde yerine ulaşması gerekiyor…

Elbette… Bütün bu olumsuz şartlara rağmen gönderilen yardımın da mutlaka yerine ulaştırılması gerekir. Allah arkadaşlarımızdan razı olsun. Büyük fedakârlıklarda bulunarak o bölgelere vatandaşlarımızın bize emanet ettikleri yardımları götürerek planlandığı gibi son kuruşuna kadar dağıtıyorlar.

Zorlukları bire bir yaşayarak gören hayırseverlerin size geri dönüşü nasıl oluyor?

Bizi arayarak hayır dualarını eksik etmiyorlar. Çünkü yapılan yardım faaliyetinin niteliğini görüyorlar. Bizim bir sloganımız var, siz de bir gönüllümüz olarak çok iyi biliyorsunuz. Bu sloganımız ise “CANSUYU SİZİ GERÇEK MUHTAÇLARA ULAŞTIRIR” Vatandaşımız hem zor şartları, hem de gerçek muhtaçları gittiği yerde görünce diyor ki;  “Evet doğru. Türkiye’de fakir var biz görüyoruz. Ama O bölgelerdeki insanların fakirlikle filan ifade edilmesi mümkün değil. Bizim fakirimiz, o bölgelerdeki ağalar, zenginler gibidir. Bir tek öğün yiyeceği, hatta içecek suyu dahi bulunmayan insanlar” diye düşünüyorlar.

Gazze’ye yardım müslümanların boynunun borcudur

Bu mübarek günlerde Gazze’de kardeşlerimiz İsrail zulmü altında hayatlarını kaybediyor. Buradaki kardeşlerimizin yanında olmak ve yaralarına merhem olmak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Yardım kuruluşu olarak Gazze’ye yönelik mesajınız ne olacak?

RAMAZAN ayının başında Gazze’ye yardımlarımızı göndermiştik. Ama orada yeni bir durum söz konusu… O kardeşlerimizin acısını hafifletmek için yardım faaliyetlerimizi devam ettireceğiz. Katliamlar çok sıkıntılı bir bölgede cereyan ediyor. O bölgeye giriş-çıkış, yardım ulaştırılması çok zor. Ulaşım da, iletişim de çok büyük sıkıntılar var. Ancak gücümüz nispetinde kardeşlerimize yardımların ulaştırılması noktasında elimizden gelenin azamisini yapacağız. Çünkü oradaki kardeşlerimizin yanında olmamız gerekiyor.

Kardeşlerinin Yardımlarını Bekliyorlar

TABİ bu arada Müslümanların da teyakkuz halinde olmaları ve Gazze’ye yardım konusunda bize destek olmalarını bekliyoruz. Çünkü onlar Türkiye’de ki kardeşlerinin yardımlarını bekliyorlar. Eğer biz yardımlarına koşarsak, onlar kendilerini daha güçlü hissedecekler ve Müslüman kardeşlerinin kendilerini asla yalnız bırakmayacaklarını çok iyi bilirler. Filistinli, Gazzeli kardeşlerimiz, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın koruyucularıdır. Onlara yardım etmek biz Müslümanların boynunun borcudur.

Allah Gönüllülerimizden Razı Olsun

Ben burada öncelikle Cansuyu Derneği’nin bünyesinde faaliyette bulunan yönetim kurulu üyelerimize, çalışan kardeşlerimize ve sizin de içerisinde bulunduğunuz ve sayısını binlerle ifade edebileceğimiz gönüllülerimize ve bağış yapan hayırseverlerimize bu mübarek günlerde Allah razı olsun diyorum, onlara hayır dualarda bulunuyorum. Rabbim ecirlerini, mükâfatlarını artırsın. Cenabı Hakk, inşallah o hayırları bu kardeşlerimiz yapmış gibi kabul etsin. İnşallah Rabbim o hayır sahiplerinin mükâfatlarıyla bu kardeşlerimizi de mükâfatlandırsın diye duada bulunuyorum. Ve Allah’tan Müslümanları sağ salim Ramazan Bayramına ulaştırmasını diliyorum. Bütün Müslüman kardeşlerimin Ramazanını şimdiden tebrik ediyorum. Cenabı Hakk’tan bütün Müslümanlara acısız, sancısız, kan ve gözyaşı olmaksızın, barış ve huzur içerisinde nice Ramazanlar niyaz ediyorum. Her Ramazan İslam coğrafyasının bir bölgesi kanatılıyor. Kardeşlerimizin bir kısmı katliamlara uğruyor. Bu bizi derinden yaralıyor. İnşallah daha acısız, sancısız Ramazanlara ulaştırmasını Cenabı Allah’tan diliyorum.

RAMAZAN KAYA – MİLLİ GAZETE

19-07-2014